Monday, December 14, 2009

Google Onu Sevmiyor


Vallahi yalan değil, buyrun kanıtı yukarıda. Hele hele dünkü Arsenal mağlubiyetinden sonra daha da artmıştır bulunan olumsuz sonuçlar. Allah bu Liverpool'un sonunu hayır etsin diyeceğim, dün tüm gün dışarıda olduğum için izleyemedim maçı ama kazanmalarını bekliyordum. Bu kadar sorunlu, bu kadar hücum gücünden yoksun bir Arsenal'i kaç kez yakalarlar sahalarında bakalım. Londra temsilcisine de kocaman bir alkış gönderelim. İlk 3 hedefinden sapmadılar, Manchester ve Chelsea'nin puan kaybettiği haftayı en karlı kapayan takım oldular. Devre arası şöyle fişek gibi bir forvet aldılar mı, tamam. Ama derseniz ki dediğin tarzda forveti bulabilirler mi, çok zor...

Sunday, December 13, 2009

Cumartesi İzlenimleri

Süprizlerle dolu bir cumartesi günüydü diyebiliriz. İlginç skorlar ve büyük süprizler çıktı 90 dakikaların sonunda. Tam 6 maç beraberlikle sonuçlanırken, kazanan takımlarda 1-0'lık sonuçlarla hanelerine 3 puan yazdırdılar. İki maçı canlı olarak izleme şansım oldu dün.

Chelsea ile Everton'ı karşı karşıya getiren maç, günün en güzel ve en ilginç maçı oldu. Everton daha maçın başında Cech'in büyük hatasıyla öne geçti ama karşılarında tam anlamıyla bir Chelsea fırtınası buldular golden sonra. Sahanın tek hakimiydi Londra ekibi ve müthiş bir baskı kurdu rakibi üstünde. Everton ise iç saha maçlarının aksine, dışarıda çok daha kapalı oynayan bir takım olduğunu bir kez daha gösterdi dün. Evsahibi takım Anelka ve Drogba'nın birbirinden güzel golleriyle öne geçmeyi başardı. Gollerden sonra da üstünlük Chelsea'deydi ama futbolun ilahi kuralı yine girdi devreye ve atamayana attılar. Hemde 45+5'te. İnanılmaz bir savunma ve kaleci hatasıyla Everton bir kez daha eşitliği yakaladı. Golün adı bu kez Yakubu'ydu.

İkinci yarı yine Chelsea'nin gol arayışları ve Everton'ın direnmesiyle başladı. 59'da yine Drogba vardı sahnede ve 3-2'yi bulmayı başardı Londralılar. Ama 4'ü bulamamak ve oyunu biraz yavaşlatma isteği yine ters tepti. 63'te adı son günlerde Beşiktaş işe anılan Saha çıktı sahneye ve 3-3 oldu maç. Son yarım saatte ne yapıp edip kalesini savunmayı başardı Everton ve 1 puan çıkardı deplasmandan. Chelsea'yi savunma hataları yaktı demek mümkün. Everton tam bir deplasman takımı gibi oynayıp şansının da yardımıyla puan kurtarmayı başardı. Son haftalardaki oyunlarıyla ben herşeye rağmen hakettiklerini düşünüyorum bu puanı. Chelsea ise ufak bir yol kazası yaşadı diyebiliriz.

Televizyon başında ikinci izlediğim maçta Manchester United sahasında Aston Villa'yı ağırladı. Manchester son maçlarda sallandı sallandı, bu maçta onları yıkmak Martin O'Neill'ın öğrencilerine nasip oldu. Yıllar süren bir galibiyet hasretleri vardı Old Trafford'da ( sanırım 14 yıl ). Agbonlahor'un golüyle ilk yarının başlarında öne geçen Villa, gizliden gizliye oyunun hakimiydi aslında. O'Neill Premier Lig menajerlerinin en iyilerinden biri kesinlikle. Geldiği günden bu yana Aston Villa'ya bir oyun karakteri kazandırdı ve takım kötü oynasada asla kötü mücadele etmiyor, oyun disiplininden hiç ödün vermiyorlar. Dünde benzer işler oldu. Manchester baskı kurmaya çalıştığı dakikalarda çok dikkatliydi Villa ve tek toplarla çok güzel çıktılar sahalarından. İkinci yarının son 15 dakikasında baskıyı iyiden iyiye arttırdı United, 3 forvete döndüler, ortasahaya genç Gibson'ı aldılar ama olmadı. 10 kişilk Villa defansı müthiş kapalı bir savunmayla 3 puanı aldılar. United'ı eksikler çok fena vurdu bu maçta, Tottenham ve Wolfsburg maçlarında bu eksik kadro iyi işler yapmıştı ama tokadı dün yedi. Ferguson bakalım nasıl bir önlem alacak önümüzdeki maçlarda.

Haftanın en büyük süprizini gerçekleştiren bir diğer takımda Wolverhampton oldu. Maçın 3. dakikasında öne geçtileri Tottenham deplasmanında bu skoru korudular bitime kadar ve 3 puanı aldılar. Tottenham'a söyleyecek söz bulamıyorum, keşke Wigan maçında attıkları 9 golün 3-4 tanesini bu maça ayırsalardı demek geliyor içimden.

Saturday, December 12, 2009

İddaa'da Günün Seçimi {12.12.2009}


Herkese bol şanslar...

Yeni Sözleşme

Biz daha oynarlar mı, bırakırlar mı diye düşünüp duralım, MANU veteran yıldızları Giggs ve Scholes'a yeni sözleşme önermeye hazırlanıyor. Scholes'un son 1-2 maçlık performansına baktığımızda 35 değil 25 bile demeyiz, o denli iyi oynuyor. Giggs zaten MANU tarihine adını çoktan yazdırdı bile. Profesyonelliği ve düzgün karakteri ile bütün genç oyunculara en iyi örnek olarak yaşayan bir efsane oldu şimdiden. Sahi bizim "efsane" dediğimiz oyuncular futbolu bıraktıklarında kaç yaşındaydılar?

Friday, December 11, 2009

Ebedi Dost, Ezeli Rakip

Merseyside derbisinden muhteşem bir kare. Yani nereden bakarsanız bakın, ne görmek isterseniz görün ama her açıdan futbolda rekabet ve medeniyet nasıl olur sorusunun cevabı şu resimde net şekilde görülüyor. Bizim derbi dediğimiz maçlarda yaşananlar ile şu resmi karşılaştırarak, futbolda ne kadar "ilerlediğimizi" görmek mümkün.

İyi Olan Kazansın

Liverpool - Arsenal
Pazar / 18.00

Thursday, December 10, 2009

Emilsson Liverpool'da

Süpriz bir transfer hamlesi geldi bugün Liverpool'dan. Genç İzlandalı Kristjan Gauti Emilsson'la 3 yıllık bir sözleşme imzaladı Benitez'in ekibi. 16 yaşındaki Emilsson İzlanda'nın genç milli takımlarından çok kez forma giydi. Bu imzayla Liverpool tarihinin 3. İzlandalı oyuncusu olan Emilsson, United, Glasgow Rangers ve Göteborg tarafından da izleniyordu. Genç isim transfer hakkında "rüyalarım gerçek oldu" şeklinde bir ifade kullandı. Bakalım gelecekte duyurabilecek mi adını.